Giriş
Hipofiz adenomları intrakranial kitlelerin %10-15’ini oluşturan, çoğu sporadik olan çoğunlukla asemptomatik (nonfonksiyone) seyreden semptomatik olduklarında ise en sık GH salgılayan benign seyirli tümörlerdir. Genellikle tek bir kitle halinde izlenirler. Nadiren iki veya daha fazla kitle şeklinde olabilirler ama bunların da büyük çoğunluğu asemptomatiktir. Birbirinden morfolojik ve immünohistokimyasal olarak tamamen farklı özelliklere sahip iki farklı hipofiz adenomu ise daha nadir görülen bir durum olduğundan sunulmaya değer bulunmuştur.Olgu Sunumu: 42 yaşında kadın hasta, hastanemize 2 yıldır kıllarının miktarında artış ve kalınlaşması şikayeti ile başvurmuştur. Daha önceden hipofiz adenomu tanısı ile klinikçe takipli hastanın yapılan hormonal tetkiklerinde prolaktin(42,12 ng/mL), kortizol(bazal kortizol 12,2 µg/dL) ve ACTH(66 pg/mL) seviyelerinin yüksek olduğu saptanmıştır. Hipofiz bezi MRG incelemesi “Hipofiz bezi sağ kesiminde 8 mm, sol kesiminde 11x8 mm büyüklüğünde iki adet fokal odak izlenmektedir.” şeklinde raporlanmıştır. Bunun üzerine ameliyat kararı alınan hastanın sağ ve sol kaydı ile 0,3 cc ve 0,4 cc hacminde iki ayrı operasyon materyali patoloji kliniğimize gönderilmiştir. Sağ kayıtlı materyalin mikroskopik incelemesinde yer yer papilleroid yapılar yer yer tabakalar yapmış santral oval nükleuslu belirgin küçük nükleollü uniform poligonal hücrelerden oluşan tümör izlenmiştir. Sol kayıtlı materyalin mikroskopik incelemesinde diffüz patern yapmış asidofilik sitoplazmalı, santral oval nükleuslu, monomorfik hücrelerden oluşan tümör izlenmiştir. Her iki materyalin de morfolojik olarak hipofiz adenomunu düşündürmesi üzerine uygulanan retikülin histokimyasal boyaması ile retikülin çatının bozulduğu görülerek hipofiz adenomu tanısı desteklenmiştir. Materyallere uygulanan immünohistokimyasal boyamalarda (GH, TSH, ACTH, Prolaktin, FSH, LH) sağ kesimdeki mikroadenomun ACTH ile, sol kesimdeki makroadenomun ise Prolaktin ile kuvvetli ve diffüz boyandığı gözlenmiştir. Her iki materyalin Ki-67 proliferatif aktivitesi %1-2 civarında saptanmıştır. Bunun üzerine hastaya hipofiz adenomu tanısı konularak kliniğe hastanın iki ayrı fonksiyona sahip iki ayrı hipofiz adenomu bulunduğu hakkında bilgilendirme yapılmıştır.
Sonuç
Double hipofiz adenomları genellikle otopsi serilerinde yakalanan çoğunluğu hayat boyu asemptomatik kalan kitleler olarak izlenmektedir. Bu durumda bile sıklıkları %2’den azdır. Bunların etyopatogenezi net olarak aydınlatılamasa da bir kısmı familyal pituiter adenom sendromu veya multiple endokrin neoplazi sendromları ile ilişkilendirilmektedir. Cerrahi serilere ait vakalar ise çoğunluğu asemptomatik olduğundan insidental olarak saptanmaktadırlar ve sıklıkları %0.4-1,3 civarındadır. Bunlardan semptomatik olanların büyük çoğunluğunda ise nonfonksiyone komponent bulunmaktadır. Semptomatik olup birbirinden farklı fonksiyonlara sahip iki farklı hipofiz adenomu ise çok nadir bir durumdur ve bunların en sık görülen formu ACTH ve Prolaktin salgılayan adenom kombinasyonudur. Anahtar Kelimeler : Hipofiz, Adenom, Multiple adenom