Güncel Patoloji Dergisi 2017, Cilt 1, Ek Sayı
PS563 - SAFRA KESESİNDE ÖRNEKLEMENİN ADENOMYOM TANISINA KATKISI
Hepatobilier ve Pankreas Patoloji
Selma Şengiz Erhan1, Sevinç Hallaç Keser2, Damla Karabıyık1, Zeynep Betül Erdem1, Merve Başar2, Nagehan Özdemir Barışık2
1T.c. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Okmeydanı Sağlık Uygulama Ve Araştırma Merkezi, Tıbbi Patoloji Bölümü
2T.c. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kartal Dr. Lütfi Kırdar Sağlık Uygulama Ve Araştırma Merkezi, Tıbbi Patoloji Bölümü
 

Giriş

Adenomyom safra kesesinin reaktif, hamartomatöz nonneoplastik lezyonudur. Makroskopide lokalize, segmental ve diffüz olarak saptanır. Lokalize formu sıklıkla fundusda izlenir. Subserozal bölgede bir kısmı kistik genişlemiş glandüler yapılar ile çevrelerinde düz kas demetlerini içeren stromadan oluşur. Günlük rutinde sık gördüğümüz safra kesesinden nasıl ve ne kadar parça alınması gerektiği halen tartışmalıdır. Bu amaçla Hepato-Pankreato-Biliyer Patoloji Çalışma Grubumuz tarafından ortak makroskopi protokolü hazırlanmıştır. Kliniğimizde bu protokol öncesi herhangi özelliği olmayan safra kesesinde farklı alanlar örneklenirken, protokol sonrası tüm duvarını temsil edecek şekilde fundus, gövde ve boyun kısmını içeren örnekleme sağlanmıştır. Biz burada protokol öncesi ve sonrası birer yılı kapsayan süre içinde safra keselerinde saptadığımız adenomyom vakalarını değerlendirirken makroskopik alış tekniğimizi sorgulamayı ve klinikopatolojik verilerini sunmayı amaçladık.

Gereç-Yötem: Çalışma iki klinik üzerinden yürütülmüş olup; her iki klinikte protokol öncesi bir yıllık dönemde (2015-2016) ve protokol sonrası bir yıllık dönemde (2016-2017) tanı alan adenomyom vakaları çalışmaya dahil edilmiştir.

Bulgular: Protokol öncesi toplam 1879 safra kesesinin 22’sinde (%1,1), protokol sonrası ise 1781 safra kesesinin 32’sinde (%1,7) adenomyom saptandı. Olguların 17’si erkek, 37’si kadındı. Ortalama yaş 52 idi (31-73). Olguların 29’una (%53) taş ve 11’ine (%20) kolesterolozis eşlik ediyordu. Lezyonlar çoğunlukla fundusta lokalize olup; boyutları 0,2-2,5 cm arasında değişmekteydi.

İki dönem karşılaştırıldığında; protokol sonrası dönemdeki vaka sayısı daha az olmasına rağmen %0,7 oranında adenomyom tanısında artış olmuştu.

Sonuç

Adenomyomda kronik irritasyonun etyolojik faktör olduğu bildirilmekle birlikte; histogenezisi tartışmalıdır. Sıklıkla taşlarla ilişkili olduğu bildirilen bu antite kadınlarda daha sıktır. Çalışmamızda da kadınlarda daha sık izlenmiştir. Bulgular arasında taşa ek olarak kolesterolozisin de (%20 olguda) saptanması, bize kolesterolozisin adenomyomlarla ilişkisini araştırmamız gerektiğini düşündürtmüştür. Kolesistektomi sık yapılan bir operasyon olmasına rağmen, makroskopik inceleme sırasında çoğu zaman neoplazi ve epitelyal anomaliler gözden kaçabilmektedir. Çalışmamızda yeterli ve doğru örneklemenin adenomyomda olduğu gibi diğer lezyonların da daha çok tanınmasını ve sonuçta olguların klinik takiplerini değiştirebileceğini düşünmekteyiz.

Anahtar Kelimeler : Safra kesesi, adenomyom, kolesterolozis, etyoloji