Güncel Patoloji Dergisi 2017 , Vol 1 , Num 3
KOLESİSTEKTOMİ MATERYALLERİNDE YENİ PARÇA ALIMININ TANIYA KATKISI: ÇOK MERKEZLİ PROSPEKTİF ÇALIŞMA
Samir Abdullazade1, Fahire Göknur Akarca2, Güldal Esendağlı2, Nesrin Turhan3, Esra Erden4, Berna Savaş4, Temmuz Bostan4, Fatma Markoç5, Deniz Tunçel6, Banu Özgüven Yılmaz6, Burcu Saka7, Sevinç Hallaç Keser8, Selma Şengiz Erhan9, Zühal Gücin10, Özgül Sağol11, Anıl Aysal Ağalar11, Sevinç Çelik12, Hatice Özer13, İpek Erbarut Seven14, Çiğdem Ataizi Çelikel14, Özgür Ekinci2, Hatice Reyhan Eğilmez13, Serdar Balcı15, Gülen Akyol2
1İzmir Tepecik Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği
2Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı
3Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği
4Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı
5Dr.abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği
6Şişli Etfal Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği
7Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı
8Lütfi Kırdar Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği
9Okmeydanı Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği
10Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı
11Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı
12Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı
13Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı
14Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı
15Ankara

Özet

AMAÇ: Kolesistektomi materyalleri ile rutinde sık karşılaşılmakla birlikte, büyük kısmı makroskobik olarak belirgin bir bulgu oluşturmayan safra kesesinin bazı epitelyal değişiklik/lezyon ve neoplazilerine yaklaşımda sorunlar yaşanabilmektedir. Bu lezyonlar arasında metaplastik değişiklikler (antral/pilorikmetaplazi,intestinalmetaplazi), benign epitelyal neoplaziler (adenom/kistadenom), biliyer intraepitelyal neoplaziler-BilİN (displazi/karsinoma in situ) ve invaziv karsinomlar bulunmaktadır. Kolesistektomi materyallerinin makroskobik ve mikroskobik incelemesinde farklı yaklaşımlar mevcuttur. Bu çalışmanın amacı belirlenen kriterler ile makroskobik örnekleme ve mikroskobik değerlendirme ile safra kesesi lezyonlarının gerçek sıklığının ortaya konması, tanı birliği ve raporlama standardizasyonunun sağlanmasıdır.

GEREÇ VE YÖNTEM: Hepatopankreatobiliyer çalışma grubu dahilinde çalışmaya 14 kurum katılmıştır. Bu kurumlarda son 1 yıl içinde rutin inceleme yapılan kolesistektomiler çalışmaya dahil edilmiştir. Yeni parça alımı belirlenen endikasyon ve kriterlere göre yapılmıştır. Buna göre kolesistektomi materyallerinde yeni parça alınan olgu sayısı, ilk makroskobik incelemede alınan blok ve parça sayısı, yeni parça alınan olgularda blok ve parça sayısı rapor edilmiştir. Yeni parça alınan olgularda ek incelemenin tanıyı etkileme oranı incelenmiştir.

BULGULAR: 14 kurumdan toplam 5,244 kolesistektomi materyali çalışmaya dahil edilmiştir. Tüm kurumlarda toplam yeni parça alınması uygun görülen olgu sayısı 576’dır (%10,98). Hastaların 189’u erkek, 387’si kadındır. Yaş ortalaması 54.3’tür. İlk makroskobik örneklemede alınan parça sayısı 3.09-5.17 arasında (ortalama 4.34) ve blok sayısı 1-3.12 arasında değişmektedir (ortalama 2.01). Yeni parça alınması uygun görülen olgularda ise ek parça sayısı 2.71-15.09 arasında (ortalama 8.04) ve ek blok sayısı 1-7.57 arasında (ortalama 4) değişmektedir. Yeni parça alınan 576 olgudan 432’sinde tanı değişmezken, 144 olguda tanı değişikliği olmuştur. Yeni parça alınan olguların 10’unda adenokarsinom, 7’sinde yüksek dereceli displazi, 40’ında düşük dereceli displazi, 4’ünde reaktif/rejeneratif atipi, 3’ünde neoplastik polip (biliyer adenom-tübüler, tübülopapiller, villöz), 38’inde intestinal metaplazi ve 57’sinde diğer bulgular (pilorik metaplazi, kolesterolozis) saptanmıştır.

SONUÇ: Bu çalışmada kolesistektomi materyallerinde ilk mikroskobik inceleme sonrası yeni parça alımının tanıya önemli katkısı saptanmıştır. Ayrıca, makroskobik ve mikroskobik inceleme için standart kriterlerin belirlenip kullanılmasının önemi de ortaya konmuştur.