Giriş

Sebase karsinomlar, sebase glandların epitelinden gelişen, oldukça nadir görülen, malign neoplazilerdir. Genellikle ileri yaşlarda ve her iki cinsiyette benzer oranlarda görülürler. Klasik olarak oküler tip ve ekstraoküler tip olarak 2’ye ayrılırlar. Olguların sadece %25’i ekstraoküler yerleşimlidir ve bunların da %75’i baş boyun bölgesinde görülür. Burada nazal bölge yerleşimli bir sebase karsinom olgusu sunulmuştur.

Olgu

Dış merkezde sebase karsinom tanısı alan 68 yaşında erkek hastanın buruna ait eksizyon materyali bölümümüze gönderildi. Makroskopik olarak; burun deliği üzerinde olduğu anlaşılan boylu boyunca insizyon skarı içeren 2,5 cm çaplı deri eksizyonu izlendi. Mikroskopik olarak; kesitlerde derin dermis-subkutan yağ doku bileşkesinde, kıkırdağa ulaşmayan, lobüler paternde ve infiltratif özellikte sebaseöz lezyon izlendi. Lezyonun epidermisle bağlantısı saptanmadı. Lezyona yaklaştığımızda çevresinde immatür bazaloid hücreler, santralinde şeffaf, vakuolize sitoplazmalı matür sebase hücrelerden oluştuğu gözlendi. Büyük büyütmede özellikle bazaloid hücrelerin iri, veziküle çekirdekli, pleomorfik görünümde oldukları görüldü ve çok sayıda atipik mitoz izlendi. Ayrıca lezyon içinde kalsifikasyon alanları dikkati çekti. Yapılan immünhistokimyasal çalışmalarda neoplastik hücreler EMA ve Bcl-2 ile fokal sitoplazmik pozitif, AR ile diffüz nükleer pozitifti. Ki-67 proliferasyon indeksinin yüzeydeki doğal sebase glandlara oranla neoplazm içinde özellikle periferik bazaloid hücrelerde yüksek olduğu gözlendi. Morfolojik bulgular eşliğinde iyi diferansiye sebase karsinom tanısı verildi.

Sonuç

Ekstraoküler sebase karsinom oldukça nadir görülür. Oküler eşdeğerine benzer şekilde agresif ve potansiyel olarak letal malign neoplazilerdir. Muir-Torre sendromunun komponenti olabilirler. Bu nedenle hastalar özellikle kolorektal karsinom başta olmak üzere internal malignansiler açısından araştırılmalıdır. Deri neoplazmları çeşitli sendromlara eşlik edebilir ve var olan veya sonradan gelişecek malignitelerin habercisi olabilirler. Bu nedenle; kutanöz tümörlerin tanınması ve ayırıcı tanısı önemlidir.