Güncel Patoloji Dergisi 2017, Cilt 1, Ek Sayı
SS33 - AKCİĞER ADENOKARSİNOMLARINDA FARKLI ORANLARDA PD-L1 EKSPRESYONUNUN KLİNİKOPATOLOJİK BULGULAR İLE KARŞILAŞTIRILMASI
Pulmoner Patoloji
Pınar Bulutay1, Pınar Fırat2, Serhan Tanju3, Suat Erus4, Emine Handan Zeren5, Şükrü Dilege3
1Koç Üniversitesi Hastanesi, Patoloji
2Koç Üniversitesi Hastanesi Ve Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, Patoloji
3Koç Üniversitesi Hastanesi Ve Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Cerrahisi
4Koç Üniversitesi Hastanesi, Göğüs Cerrahisi
5Amerikan Hastanesi, Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi, Patoloji
 

Amaç: PD-1 / PD-L1'i hedef alan immünoterapi ajanları akciğer karsinomlarında son yıllarda kullanılmaya başlanmıştır ve tedavide sağkalım üzerinde anlamlı sonuçlar elde edilmektedir. Çalışmamızda akciğer adenokarsinomlarında PD-L1 ekspresyonunun klinikopatolojik bulgular ile ilişkisini araştırmak; histolojik paternler ve intraalveoler yayılım (STAS) ile pozitiflik oranları arasında ilişki olup olmadığını özellikle sorgulamak; boyanma heterojenitesini değerlendirmek amaçlanmıştır.

Gereç ve yöntem: 2011-2017 yılları arasında akciğer rezeksiyon materyalinde adenokarsinom tanısı almış 128 olgu çalışmaya dahil edildi. Kesitler/parafin bloklar üzerinde tümörlerin iki farklı alanı işaretlendi; punch biyopsi aleti ile işaretli alanlardan 4mm çapında örnekler alındı. Alınan örnekler haritalandırılarak parafin bloklar içerisine gömüldü. 15 yeni parafin blok elde edildi; Ventana SP263 antikoru ile Ventana Benchmark XT cihazında boyandı. Olgular, boyanma şiddetinden bağımsız olarak boyanma oranına göre değerlendirildi. PD-L1 boyanması, yaş, tümör çapı, cinsiyet, T değeri, lenf nodu pozitifliği, evre, plevra invazyonu, lenfovasküler invazyon, STAS, tümörün baskın histolojik paterni ve sağ kalım ile karşılaştırıldı. Klinikopatolojik verilerle karşılaştırma 3 ayrı cut-off değerinde yapıldı ( >%1, >%10 ve >50). Korlar arasındaki boyanma farkı belirlendi. Tümörün baskın paterni yanısıra, korlardaki histolojik paternler ile PD-L1 pozitifliği arasındaki ilişki incelendi.

Bulgular: 128 vakanın 41'inde (%32) pozitiflik saptandı. PD-L1, seçilen odakların morfolojisinden bağımsız olarak, solid/asiner/papiller baskın tümörlerde lepidik baskın ve müsinöz tümörlere göre anlamlı olarak her üç cutoff değerinde de (p=0,001 / 0,00 / 0,002) daha yüksek oranda pozitif bulunmuştur; En sık pozitivite solid baskın tümörlerdedir (10/37). Tümör çapı 2 cm üzerinde olan olgularda, PD-L1 pozitifliği >%1 (p=0,026) ve >%10 (0,014) cutoff değerlerinde anlamlı olarak artmaktadır. Diğer parametreler, STAS ve sağkalım ile anlamlı bir ilişki elde edilmemiştir ( p>0.05). 41 adet pozitif vakanın 31'inde (%76) en az bir korda solid patern baskınlığı izlenmiştir. Diğer 10 pozitif vakanın 3'ünde (%7) her iki korda da papiller patern, 6'sında (%14,6) her iki korda da asiner patern, 1 (%2,3) vakada ise korların birinde mikropapiller diğerinde asiner patern izlenmiştir. 41 adet pozitif vakanın 6'sında (%14) korlardan birinde boyanma saptanmamıştır. Bu vakaların pozitif korlarında; 4 vakada (%67) %1-%10 oranında, diğer 2 vakada (%33) ise %10-50 oranında boyanma izlenmiştir. Tek koru pozitif olan olguların hiçbirinde >%50 oranında boyanma saptanmamış/ yanlış negatiflik izlenmemiştir. Her iki korunda da pozitiflik saptananan 35 olgunun 25'inde (%61) aynı cutoff değerinde pozitiflik izlenmiştir. Korların birinde %1-10 arası boyanıp, diğer korda %50 oranı üzerinde boyanan olgu bulunmamaktadır. 4 (%10) olguda korlardan biri %1-10, diğeri %10-50; 6 (%15) olguda ise korlardan biri %10-50, diğeri >%50 oranında boyanma göstermiştir.

Sonuç

PD-L1 ekspresyonu adenokarsinomların histolojik paternleri ile ilişkilidir; boyanma heterojenitesi göstermektedir; heterojenite özellikle pozitiflik oranı %1-10 arasında olan tümörlerde belirgindir ve bu durum küçük biyopsilerde yanlış negatif sonuçlara yol açabilir. Tümörden doku seçerken mümkünse iki farklı alandan örnek alınmalıdır ve özellikle solid paternden doku seçilmeye özen gösterilmelidir. Tümör çapı 2 cm'den büyük olan vakalarda PD-L1 boyanma oranı artmaktadır. Ancak T değeri dahil diğer prognostik parametrelerle ilişki saptanmamıştır. Sağkalım ile anlamlı ilişki bulunmamıştır; olguların izlem sürelerinin kısa olması nedeniyle bu konuda ileri çalışmalara gerek olduğu düşünülmüştür.

Anahtar Kelimeler : Akciğer, adenokarsinom, PD-L1, immünoterapi, immünhistokimya