Özet

Amaç: EBV enfeksiyonu erişkinlerin %90?ında saptanmakta olup, yüksek oranda ilişkisi ortaya konulan nazofarinks karsinomu ve Hodgkin Lenfomalar yanısıra son on yıllarda literatürde mide ve meme karsinomlarında da ilişkisini ortaya çıkaran çalışmalar sunulmuştur. Çalışmamızın amacı karsinogeneziste söz sahibi olan EBV?nin mide karsinomlarındaki yerini ülkemiz/bölgemiz açısından değerlendirmektir.

Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Patoloji bölümünde 2004-2014 yılları arasında mide karsinomu tanısı alan 65 vaka dahil edildi. Tüm vakaların parafin bloklarına in situ hibriditasyon yöntemi ile çalışılmak üzere erken kodlanmış EBV RNA (EBER) değerlendirilmesi için kesitler yapıldı. Kontrol grubu olarak aynı grupların normal mide parankimi kullanıldı.

Bulgular: 65 vakanın 41?i erkek, 16?sı kadın olup, ortalama görülme yaşı 63.89 (min:40, max: 86) idi. Lauren?e göre vakaların % 21.5?i diffüz tipte, %58.5?i intestinal tipte ve %20?si mikst tiptedir. Ortalama tümör çapı 60.75mm (min:2, max:130) bulundu. Tümörün %6.2?si iyi, %50.8?i orta ve %43.1?i kötü diferansiye özelliktedir. İnvazyon açısından vakalar değerlendirildiğinde T1-T2 düzeyinde %13.8, T3-T4 düzeyinde %86.2 oranında tutulum saptandı. Lenf nodülü metastazı (LNM) %75.4 oranında bulundu. Tümör hücrelerinde EBER pozitifliği toplam 8 (%12.3) vakada bulunmuştur. 12 (%18.5) vakada tümör içi ve/veya çevre dokulardaki lenfositlerde EBER pozitifliği saptandı.İstatistiksel olarak anlamlı sonuç vermemiş olsa da kötü diferansiye tümörlerde EBV pozitifliğine daha az olduğu dikkati çekmiştir (p:0.051). Tümör hücrelerinde EBER pozitifliği ile yaş, cinsiyet, çap, LNM, T değeri, tümör tipi ve çevredeki lenfositlerdeki EBER pozitifliği arasında istatistiksel anlamlı ilişki saptanmadı (sırasıyla, p:0.450, p:0.683, p:0.158, p:0.638, p:0.695, p:0.589, p:0.158).

Tartışma ve sonuç: 65 mide karsinomunda in situ hibridizasyon yöntemi ile EBER araştırdığımız çalışmada %12.3 oranında pozitiflik bulundu. EBER negatif saptanan vakaların kötü diferansiye özellikte olması dikkat çeken bir özellik olarak karşımıza çıkmıştır. Dünya genelinde mide karsinomu-EBV ilişkisini değerlendiren çok sayıda çalışmada değişik oranlarda EBV pozitifliğinden (%6.4, %6.9) bahsedilmektedir. Çevredeki lenfositlerde EBER pozitifliği saptanan 12 vakanın üçünde aynı zamanda tümör hücrelerinde de EBER pozitif bulunmuştur. Vaka sayımızın az olması nedeni ile istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç elde edilememiş olsa da, çalışmamızla bölgemizdeki EBV enfeksiyonu ile mide karsinomları arasındaki ilişki değerlendirilebilmiştir ve genel bilgilerle paralel (mide karsinomlarında EBV oranı %10 düzeyinde) sonuca ulaşılmıştır. Bu özelliklerin daha geniş serilerde çalışılarak EBER pozitifliğinin prognostik verilerle ilişkisi ortaya konulabilir.

Özet