Güncel Patoloji Dergisi 2017 , Vol 1 , Num 3
OLGU SUNUMU: GESTASYONEL TROFOBLASTİK HASTALIKLARIN NADİR BİR VARYANTI OLAN PLASENTAL SİTE TROFOBLASTİK TÜMÖR
Güldidar Basmacı1, Gürdeniz Serin1, Levent Akman2, Osman Zekioğlu1, Ahmet Aydın Özsaran2, Necmettin Özdemir1
1Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı
2Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları Ve Doğum Anabilim Dalı

Özet

Plasental site trofoblastik tümör (PSTT) gestasyonel trofobalstik hastalıklar (GTH) arasında yer almakta olup nadir bir varyanttır ve tüm GTH’ın %1-2’sini oluşturur. PSTT implantasyon bölgesindeki intermediate trofoblastlardan kaynaklanmaktadır (2). Diğer intermediate trofoblastik lezyonlar; egzajere plasental site (EPS), plasental site nodül (PSN) ve epiteloid trofoblastik tümör (ETT) olarak değerlendirilmektedir . PSTT implantasyon bölgesindeki intermediate trofoblastlardan kaynaklanmaktadır. intermediate trofoblastik lezyonlar nispeten daha yakın zamanda tanınmaya başlandığından dolayı biyolojik davranışları net olarak ortaya konamamıştır. Bu olgu sunumunda 25 yaşında PSTT tanılı bir vaka sunulmuştur. 8 aydır adet görmeme şikayeti ile kliniğe başvuran hastanın endometrium küretaj materyalinin histopatolojik incelemesinde atipik trofoblast proliferasyonu izlendi. Villus yapısı görülmedi. Yapılan immunhistokimyasal incelemede B-hCG, hPL, EMA pozitif, PLAP negatif ve Ki67 proliferasyon indeksi %30 olarak belirlendi. Morfolojik ve immunhistokimyasal bulgular plasental-site trofoblastik tümör olarak değerlendirildi. 10 kür kemoterapi sonrasında histerektomi materyalinde 3,7x0,3 cm boyutunda, kesit yüzü krem-beyaz renkte, yer yer kanama alanları barındıran tümör gözlendi. Mikroskopik incelemede, abondan ekstrasellüler fibrinoid materyalin eşlik ettiği, çoğunluğu monomorfik, tabakalar oluşturan intermediate trofoblastlar ile uyumlu hücreler yanısıra nadir multinüklee dev hücreler görüldü. Koryonik villus yapıları izlenmedi. Tümörün periferinde hücreler kas liflerini invaze ederek uterusu tam kat tutmuştu. Tümörü oluşturan intermediate trofoblastlar ve fibrinoid materyal vasküler invazyon oluşturmuştu. İmmunhistokimyasal incelemede, EMA, hPL, sitokeratin AE1/AE3 pozitif, B-hCG ve p57 fokal pozitif ve Ki67 proliferasyon indeksi %8 olarak değerlendirildi. Olguya uygulanan PHH3 ile 10 büyük büyütme alanında 3 hücrede pozitiflik izlendi. Mevcut bulgular ışığında histerektomi materyali de plasental site trofoblastik tümör olarak değerlendirildi. Hasta postoperatif 17. ayda halen klinik izlemde olup komplikasyon bildirilmemiştir. PSTT’ün GTH arasında nadir görülen bir varyant olması ve ayrıcı tanı açısından güçlük yaratabilmesi nedeniyle bu olgumuzu sunmayı planladık.